".................................,
2008 yılı başından beri yaptığımız toplantılarda üniversitemizin geleceği ile ilgili birçok görüşü değerlendirdik, tartıştık, çeşitli sonuçlara vardık. Vardığımız sonuçlar yazdığımız stratejik planda kendini somutlaştırdı.
"Ülkesinin kalkınmasına odaklanmış, uluslararası bir araştırma üniversitesi."
Stratejik planın ruhunu oluşturan bu amacı gerçekleştirebilmek için, bazı ön şartlar var. Bunların
1. Ülkemizi çok iyi tanımamız
2. Özel bir uluslararası ilişkiler politikası yürütmemiz,
3. Araştırma altyapımıza yoğun yatırım yapmamız
Ve hepsinden de önemlisi
4. Bütün bunları hep birlikte yapmamız
Çünkü bu ön şartları sadece bir öğretim üyemizin veya bölümümüzün tek başına başarması imkansız. Bu yüzden üniversite yönetimi ile beraber herkesin üzerine büyük görevler düşüyor.
.......................................
Bütün bu yapmaya çalıştığımız uygulamalar, mekanizmalar hepsi yeni şeyler, üniversitemizde ilk defa yapılıyor. Bu konularda bireysel ve kurumsal tecrübemiz az. Bunların yapılması için düşünsel, davranışsal ve kurumsal yapıda önemli değişimler gerekiyor. Bu değişimler kolay değil, gerçekleşmesi için çok çalışmak, içselleştirilmeleri için çok uzun zaman gerekiyor. Bu yüzden bu etkinliklerde görev alan arkadaşlarımız, normalden çok daha fazla emek harcıyor, normalden çok daha fazla sorunla karşılaşıyorlar, ama sonunda her zaman bir adım daha ilerde bir üniversite ortaya çıkıyor. Eğer bu yolda daha da ileriye gitmek istiyorsak görev alan arkadaşlarımıza, yapıcı eleştirilerle destek olmak zorundayız. Bu görevlerin hiçbiri bireysel çıkarlar için yapılmıyor. Ben huzurunuzda araştırma alanında çalışan, organizasyonlar yapan, kurumsal projeler geliştiren, kurullarda görev yapan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.
........................................
Değerli Arkadaşlarım,
Hepimiz eski usullere göre, geleneksel malzemelerden yapılmış bir teknedeyiz. Ne kadar iyi denizci olursak olalım, ne kadar çok çalışırsak çalışalım, ne kadar genç veya tecrübeli olursak olalım geminin gittiği yöne gitmeye mahkumuz. Bu yüzden gemimizi döndürmek zorundayız. Geçen sene gerekli mekanizmaların tam olmamasından dolayı dümeni hafifçe kırabilmiştik. Bu sene biraz daha keskin bir manevra yapıyoruz. Gelecek sene tam iskele alabanda yapacağız. Artık rotamız beraberce çizdiğimiz, "ülkesinin kalkınmasına odaklanmış, uluslararası araştırma üniversitesi"dir. Sonuçta bireysel kazançlarla tek tek değil, hep beraber gideceğimiz limana varacağız.
Değerli Arkadaşlarım,
Düzenlediğimiz, her etkinlikte sanatsal bir giriş veya bir vurgu yapmak üniversitemizde bir gelenek haline geldi. Bu akşamki Aleksander Markov konseri bilim haftamıza renk katacak, sadece ulusal düzeyde değil, dünya çapında önemli bir etkinlik. Hepinizi bu konsere bekliyoruz. Ama bu törende birşey yapmadık. Ben bu esikliğimizi, geçen hafta kaybettiğimiz Türkçemizin en değerli şairlerinden Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı saygıyla anarak kapatmak istiyorum.
Sevgimi unutmak için seyrederim bir tabloyu, bir mermeri,
Ki ne kadar dalsa ruhum yeniden döner geriye:
Okurum düşüne düşüne okuduğun şiirleri,
Senin düşüncen geçerken üzerlerinde bir sıcaklık kalmıştır diye.
..................................."